bunun vebalini ödeyemezsin gugıl efendi

150 kişi hayrettin

ya da ödersin yaa ne bilim. sonuçta siksok sitelere saçıyosun parayı. demek ki paran çok! ama parayla da saadet olmaz; o ayrı!!

neyse benim konum bu değil zaten. bana ne elalemin parasından. ben işin sosyal boyutundayım!

şimdi efendim bu gugıl dediğimiz nane aslen bir ne? arama motoru değil mi? yani internette bir şey bulmak istediğinde faydalanacağın bir eser. her birimiz de gayet tabi faydalanıyoruz bu eserden. fakat gel gör ki, bıloguma gelen misafirlerin gugılda arattığı şeylere bakarken aklıma dank etti. gençlerimiz gugıla, adeta mahallenin her şeyi bilen, yol gösteren abisi muamelesi yapıyorlar. bir dakika patlama hemen açıcam konuyu!

şimdi efendim benim jenerasyonum, hayatla ilgili en temel bilgileri mahalledeki abilerinden almıştır. hepimizin mahallesinde, başı sıkıştı mı başvurabileceği abileri olurdu. bu adamlar son derece bilge, görmüş geçirmiş abilerdi. sözleri kanun yerine geçerdi. misal zafer abi. bana ve yaşıtlarıma birçok şeyi öğreten zafer abidir. misalse, japon amının kapaklı olduğunu ben zafer abiden öğrendim. yaa şimdi böyle am deyince de biraz sert oldu. vajina diyelim ona biz. vajina terimini okulda öğrenmiştim gerçi. ama zafer abinin bunu öğrettiği zaman daha vajinayı bilmiyordum. bu durumda am dememde de sakınca yok sanki. neyse ama yine de kibar olalım! evet, japon vajinasının kapaklı olduğunu ben şahsen zafer abiden öğrendim diye hatırlıyorum. ya da bi dakka lan, berberde mi öğrenmiştim ben bunu? berberde de öğrenmiş olabilirim. çünkü berberler de benim zamanımın ilim irfan yuvalarıydı. özellikle cinsel bilgiler konusunda. ama orada şöyle bir fark vardı, berber direkt öğretim yapmaz da, böyle müşteri abilerle falan kollektif bir eğitim verilirdi. tamam yaa, ben japon vajinası hakkındaki enformasyonu berberde edinmiştim; doğru.

haa tamam bak şimdi hatırladım. zafer abi, bana ilk vajina resmini gösteren kişidir. ama normal vajina. japona ait değil. çağırdı bigün bu beni, oturmuş böyle bahçe duvarında, elinde de bir kağıt, "kaba lan baksana ne acaip ağız" dedi. gülüyo bi de. ben baktım böyle acayip bir şey, pek ağıza da benzemiyo. "bu ne biçim ağız yææ zafer abi" dedim ben. meğer kağıt katlıymış! bu böyle yavaş yavaş açmaya başladı kağıdı. piç yææ. neyse kağıdın katları açıldıkça bacaklar falan çıktı ortaya. sonra da bir dergiden koparılmış bir kadın resmi olduğunu anladım ben. memeleri falan vardı!!! neyse işte öğretti zafer abi resimdekiler nedir falan. resmi de hediye etti bana :) hala saklarım onu!

işte bu şekil yani, bizim jenerasyon bu şekil öğrendi bazı şeyleri. ama şimdikilere bakıyorum ben, oturmuşlar bilgisayarın başına, almışlar gugılı karşılarına, bekliyorlar ki hayatın sırrını versin onlara! öyle olmaaaz!

ya nasıl arama yapılır gugılda bana bi söyleyin?! nasıl arama yapılır yaa, bu kadar zor mu bunun cevabını vermek?! anahtar kelimeleri yazarsın ararsın. öyle yapmaz mısın? öyle yaparsın. misal, "gülben ergen gizli çekim" falan yazarsın. varsa vardır. yoksa da zorlamazsın daha. zorlamanın alemi yok çünkü. ama şimdiki nesil nasıl arıyor? "gülben ergenin gizli çekim videosu var mı"! bu ne lan?! böyle arama şekli mi olur?! şey mi bekliyor bunlar, yani gugıl cevap vericek bunlara, işte "yok be abi valla olsa dükkan senin" diyecek, bunlar da "yææ yap be abi bi güzellik, bak gördük vermişsin başkalarına işte" falan diyecekler, gugıl da "kim diyosa şerefsizdir! getirsin, ispat etsin kardeşim! bizim sözümüz senettir! kimseye de ayrıcalıklı muamele olmaz bizde!" diyecek. bunu bekliyor bu andavallar! yani gugılı zafer abi yapacaklar akılları sıra. lan o bi makine! bot o, bot!!

şeyi diycem, geçen gelmiş bi tanesi benim biloga. aradığı şeye bak: "hamit altıntopun sevgilisi varmı". gugıla sormuş bunu. o da bana yollamış! lan ben ne bileyim?! yaa ben nerden bileyim hamit'in sevgilisi var mı yok mu? bana ne bundan?! hayır, içim de sızlamadı değil. sonuçta sevmiş; belli. sevenlere yardım etmek sevaptır. ben de almanya'daki tanışlara haber saldım hemen, la dedim, bi sorun soruşturun, bu hamitin bi kırığı var mı, bi konuştuğu falan? cevap bekliyorum şu an. cevap gelir gelmez yazıcam. sevaptır. bak bak, gelmiş bu, cevap da bulamamış ya sorusuna garip, hemen gitmiş bi daha gugıla. bu sefer ne dese beğenirsin? "hamit altıntopun aşk hayatı nasıl". sldkjfldsfjls ya gülüyorum ama üzülüyorum da bi yandan. yazık lan! ya diyelim iyi değil hamit'in aşk hayatı. yaa diyelim ki almanya'daki hatunlar hamit'i arkadaş olarak görüyor! yahu ne yapacaksın bu durumda? sen kimsin bi kere? önce bi adını söyle, bi kendini tanıt, hobilerin nedir falan bunları bırak girişte. sonra bakalım biz de ne yapabiliriz. tabi bunları söylerken, bu yanmakta olan kişinin hep hatun olduğu varsayımından hareket ediyorum ben. başka şekilse orasını hiç bilemem! zaten müdahil de olmam öyle bir durumda söylim baştan! salak yaa sldkfjlsdfjls. kesin şimdi de gugıla içini döküyodur bu, rakı içip! salak! gugıl lan o, zafer abi mi belledin onu dangalak! off yaa neyse sıkıldım yazamıycam daha fazla. gugılınızdan bulun inşallah e mi!!!

vi ar dı vörld, vi ar dı çılgın ;)
Read On

muhtarın yeri ocakbaşı şömine

8 kişi hayrettin

her gün eve gelirken gözüme takılan bir tabelada yazıyor bu: "muhtarın yeri ocakbaşı şömine"

daha hiç cesaretimi toplayıp kapısını açamadım bu mekanın. camlardan içerisi de gözükmüyor. ocakbaşı olayı hepimizin malumu, işte devasa bi mangalın etrafına diziliyosun, dumanların arasından kebap ve rakı bulmaca falan. ben o kısımda değilim zaten. onu biliyorum. o konu kafamda net!

fakat şömine?! bunu çözemiyorum. ama deliler gibi de merak ediyorum! içeri giricem bigün girmesine de, içerde, şöminenin önündeki posta uzanmış, romantik romantik rakı içip birbirine beyaz peynir yediren bıyıklı adamlar görürsem ne olucak?!?! benim bu gelgitli aklım o şoku nasıl kaldıraak arkadaş?! yapamam bunu! düşünsene lan bıyıklı adamlar, göz süzüyorlar birbirine! dudaklarını ısırıyorlar filan! :(
Read On

bazı konuşmalar

0 kişi hayrettin

- nabyon la?
- nolsun yaa, yenden sınava girdim açıköğretim falan kanka ;)
- haa askerlikten yırtmak için diyosun.
- şşş ;)

***

- ne la bu suratının hali, ayı boku gibi?
- sorma oğlum yaa, artık iş ciddiye bindi :(
- ne işi lan?
- aabi açıköğretimi bitirmem lazım, iki dersten çakarsam askere alıyolar direk! :(
- hmm kötüymüş.
- dersaneye yazıldım amına koyim, kol gibi girdi!
- ee oğlum ilk üniversitende okul taksitlerini barda pavyonda yerken düşüncektin bunları.
- hatırlatma oğlum yaa :( eşek gibi pişmanım. neyse ama, bitirince beş ayla yırtıyorum. on beş ay yapamam oğlum ben yaa, düşüncesi bile kötü :(
- kolay gelsin bro ne diyim.

***

- nası gidiyo lan okul işleri?
- iyi iyi süper! bi yıl daha kasıcam biticek olm kabus. sonra beş ay askerlik :)
- dersane falan?
- yaa ödemeleri kasıyo ama bi şekilde ödüyorum, napim :(
- allah kolaylık versin.

***

- şş lan bedelli diyo gazete?
- evet yaa ben de ona bakıyodum şimdi :) olm bi çıksa, hemen kredi alırım var ya off :)
- e hani borçlar falan?
- oğlum manyak mısın yaa? sikerler borçları, zaten vizeler de süper geçti. \m/
- e hani beş ay falan?
- ooğlum kaçar mı bu fursat yæææ! :)
- doğru diyosun kaçmaz.
- oğlum bu bedelli olayı süper oldu yaa. ne diyorum biliyo musun?
- ne diyosun?
- şu yeni manita vardı ya, feysbuktan buldum diyodum, hani izmirli?
- hee diyodun, nolmuş?
- ya atlim onun yanına gidim, dinlenim diyorum?
- dinlenim?
- yæææ anla işte be oğlum ;)
- mantıklı görünüyo.

***

- alooo kardeşim naber? nası gidiyo dinlenme işleri?
- iyi iyi süper, beklediğimden de iyi oğluuum!!
- deniz sesi mi o gelen?
- evet oğlum, çeşme'deyiz her şey süper!
- gazetelere falan baktın mı hiç?
- yok be oolum tatildeyim ne gastesi, saçma mısın nesin ehehe.
- bedelli tasarısını geri çektiler.
- hadi yaa :( neyse oğlum, zaten o öyle piyangodan çıkmıştı, nası olsa okulu bitircem beş ay garanti ehehe.
- he işte ben de tam onu diycektim. kısa dönem de kalkıyomuş ahahahaha.
- ...
- ahahahahaha
- ...
- alo? alo? orda mısın lan? ahahaha
- ...
- alooo? oğlum orda mısın? ahahaha lan?!
- ...............................................
Read On

baharını paylaş

6 kişi hayrettin

entel camiamızın bel kemiği radikal gazetesi, "baharını paylaş" diyerek dijital fotoğraf yarışması başlatmış. demiş ki, bahar geldi, oynadı yaylar yerinden, siz de çekin bişiler de baharı gösterin insanlara. haftasonları galata köprüsünü istila edip, balık tutmaya çalışan insanları denize döken, yurdumun cefakar deklanşör erbapları da hemen fotoğrafa boğmuş radikal kom tereyi elbette.

ben de biraz bakındım fotoğraflara az önce. ama az sonra göreceğiniz, fatih tüylüoğlu isimli arkadaşımıza ait fotoğrafa gelince gerisine bakma ihtiyacı hissetmedim. gerçekten bahar ancak bu kadar güzel anlatılabilir! bu kadar

lskjdflskdjflsdkjflksdjflsfjls
Read On

hayata hangi gözlüklerle bakıyorsunuz?

2 kişi hayrettin

valla sizi bilmem ama ben bu gözlüklerle bakmak istiyorum. çok merak ediyorum nasıl görünüyor dünya emre kongar gözlüklerinden bakınca. içim içimi yiyor. geceleri uyuyamıyorum :(( hem kim bilir gözlerim ne güzel görünür karşıdan bakınca. iri iri böyle, zeytin zeytin :))

ya aslında o değil. ne zamandır bir hayalim var benim. kimseye anlatamadım bunu :( ay hev e dirim lan! emre kongar'a böyle yandan usulca yaklaşıp, aniden atılıp gözlüklerini çekip almak istiyorum! sonra yapacağı bir takım hareketleri izlemek. evet, böyle bir hayalim var, bir de sigaraaaam, seni içtim durdum sabaahaa kaaadaaaar!

ya aslında bu hayalime iki hafta önce çok yaklaşmıştım. geldi bu böyle anlatıyo bişeyler insanlara, onlar da dinliyo falan, kafa salllıyolar çok anlıyolarmış gibi. bir sürü işadamı, hostes filan. ben dinlemiyorum tabi. hiç sallamadım valla. ne sallıycam yaa, o konuların hepsini biliyorum ben zaten. okudum ben onları. neyse işte o an, madem dinlemiyorum acaba hayalimin peşinden koşsam mı diye düşünmedim değil. ama işlerim vardı. bir takım gereksiz adamların, emre kongar'ın konuşması bitmeden dövülmesi gerekiyordu. gittim dövdüm ben de. tam bir profesyonel gibi!

insan iş hayatına atılınca hayallerini de rafa kaldırıyor :(
Read On

inönü stadını bilmeyenler için söylüyorum

38 kişi hayrettin

oğlum gerizekalı mısınız? mal mısınız lan siz?! elli yıl oldu lan, hepi topu dört cephe var hala mı ezberleyemediniz?!

bak şimdi son kez anlatıyorum. o yeşil olan bölümde ortada bir yuvarlak var; oraya git. yüzünü denize dön. ne demek denizi göremiyorum?! yavaş yavaş dön kendi etrafında, yüzüne efil efil, tuz kokulu boğaz rüzgarı değecek. işte o zaman dur. şimdi karşındaki alçak tribün "eski açık". arkanda kalan üzeri tenteli yüksek tribün de "yeni açık". sağ tarafında "numaralı tribün" var. şimdi soluna dön. iyi bak o tribüne iyi! efsane "kapalı" lan orası! efendi ol.

off sıkıldım yaa. iyisi mi sen pazar günü gel oraya, büyük ders var pazar günü o zaman öğrenirsin tastamam. allahın salağı yaa!
Read On

modern çocuk yetiştirme rehberi

5 kişi hayrettin

lafa girmeden önce şunu söyleyeyim hemen. bana, alanya'da yere düşüp zırım zırım zırlayan evladını yerden kaldırmayan alman turisti gördükten sonra, hemen yanındaki kayınçosuna dönüp, "bak gördün mü kayınço, hiç dokanmıyor ki çocuğa, ayağa kalkmayı öğrensin, gavur işte bu işi daha bebelikten başlatıyor, şeyapıyor, biz çok düşüyoruz çocukların üzerine, öyle şeyapmamak lazım aslında" diyerek, batılıların çocuk yetiştirme yöntemlerini ilk yücelten ve bu örneği efsaneleştirerek, güzel vatanımda kuşaktan kuşağa aktarılmasına sebep olan o atletli adamı bulun!! bulun onu bana arkadaş!! amın düdüğü yaa! lan dingil, belki o alman kötü bir ebeveyndi?! belki üç kuruşa yaptığı beş yıldızlı tatilin açık büfesinin etkisine o kadar kaptırmıştı ki kendini, gözleri can çekişen öz evladını bile görmüyordu?! ne biliyorsun sen o yapılanın iyi bir şey olduğunu denyo?! hazır onu bulmuşken, o gerzeği onaylayan kayınçosunu da bulun la bana! çok kinlendim ibnelere akşam akşam!!!

bu adamlara kinlenmemin sebebi, bu topraklarda, modern çocuk yetiştirme siksikinin başlangıcının o efsaneye dayandığına inanmamdır. ha yok öyle değilse, özür dilemesini de bilirim icabında! o konuda sorun olmaz yani.

çocuk dediğin nedir arkadaş? bir çocuğun bilinç düzeyi ile bir antilopunki arasında fark var mıdır? yoktur amına koyim! peki hal böyleyken nedir birader o angut veletlerle, sanki çok anlıyormuş gibi siyaset meydanı ağzıyla konuşmalar?

- hayır batucuğum, abinin paçasını çekmemelisin.
- vöööeeee
- ama böyle konuşmamıştık batu. ne konuşmuştuk seninle evden çıkmadan?
- vöööeee vöööeee
- ama bir daha seni dışarı çıkarmam böyle yaparsaööööeeeeh ne lan bu?! kimle konuşuyorsun amına koyim sen yaa?! ablacım deli misin sen?! çocuk orda "vöööeee"den başka bir şey demiyor, sen hala brif veriyorsun amına kodumun evladına yahu!! tamam, senin o şeklini siktiğimin piçine amına koduğumun diyerek biraz ağır konuşmuş olabilirim ama nolur bir dön bak yaptığın şeye yahu?! hepiniz mi delirdiniz lan?! lan daha çişini tutamayan bir yaratıkla neyin savaşını veriyorsun sen, bir anlat bana yaa?! neyin gösterisi bu?! bir tekmeyle atıcam koşuyoluna çocuğunu, o olacak amına koyim!

ya bak böyle yapıyorsunuz, sonra o selimcan mıydı neydi, televizyonlara çıkıp bilmiş bilmiş konuşan bir çocuk vardı. onun gibi antipatik veletlerle doluyor etrafımız. yarınlarımız la onlar bizim, neden tiksindiriyorsunuz bizi yarınlarımızdan durduk yere?!

- enveeer bırak abinin paçasını!!!!
- vöööeeee
- bırak dedim di mi sana?!?! bı (çat) rak (çat) de (çat) me (çat) dim (çat) mi (çat) ben (çat) sanaaa (çatçat)

haaah işte budur! ellerin dert görmesin ablacım. ne varsa geleneksel yöntemlerde var. dayak cennetten çıkmadır bunu unutmayalım. bu modern çocuk yetiştirme martavallarına prim vermeyelim!!! batuymuş amına koyim!
Read On

kendilerini nasıl bitirdiler

0 kişi hayrettin

hakan taşıyan:

- güz gülleri gibiyiz, hiç bahar yaşamadık.
- abi güz de bi çeşit bahar ki :)
- :((

bir daha kendisinden haber alınamadı...
Read On

aman aman iş olsun da

2 kişi hayrettin

ya bak çok net söylüyorum, benim bir daha bu lafı işitmeme sebep olacak ilk kişinin canını yakıcam! çok pis dövücem oğlum ciddiyim! benim orda iflahım sikilmiş, çalışmaktan götüm çıkmış, adam gelmiş bana hala "aman aman iş olsun da" diyor yahu! sokucam sizin optimist, tamahkar hallerinize yahu! insan böyle mi teselli edilir lan dingil herifler?! ya desene sikeyim sistemi, patronunun feriştahını falan. abi sana çok haksızlık ediliyor desene!

ha bavulla para veriliyor şahsıma her ayın ilk günü o ayrı. onu karıştırma şimdi. yeri değil!
Read On

intihar planı

5 kişi hayrettin

tanrı çok sıkılıyordu. oturup konuşacağı, yatıp sevişeceği, tavlayı koltuğunun altına sıkıştıracağı, tartışıp kafasını gözünü yaracağı kimsesi yoktu. büyük bir yalnızlıktı onunki. ve önünde sonsuz bir hayat vardı. bu sıkıntısını daha da artırıyordu.

zamansızlık içindeki zamanlardan birinde, sıkıntıdan tırnağıyla kanattığı vücudundan kopan bir parçayı izlemeye koyuldu. kopan parça bir zaman sonra öldü ve çürümeye başladı. tanrı'nın kafasında bir ışık yandı. sonsuza kadar yalnız ve sıkıcı bir hayattan kendisini kurtaracak olan şey rastlantı sonucu çıkmıştı karşısına. hemen planını yaptı. önce dünyayı yarattı ve üzerine kendi vücudundan kopardığı parçaları saçtı.

işte o günden beri dünya tanrının intihar planının, insan da tanrı'nın bir parçası oldu. tanrı, o günden beri, vücudundan koparacağı son parçanın ölümüyle kavuşacağı huzurun hayaliyle delice saçtı parçalarını dünyaya...
Read On

sarı çizgi

1 kişi hayrettin


esasen her zaman tehlikeli değildir sarı çizgiyi geçmek. bazen rayların üzerinde hızla akıp giden trenin rüzgarını daha iyi hissetmeni sağlar.
Read On

yılmaz erdoğan duymasın

4 kişi hayrettin


"paçalar duble olsun"

yukarıdaki cümleyi, kafalar bir dünya iken intikal edilmiş bir çorbacıda da kurabilirsin; paça kısmını boyuna göre ayarlasın diye, yeni aldığın pantolu terziye verirken de kurabilirsin. ama ne olursa olsun, bu cümleyi yılmaz erdoğan'ın yanında kuramazsın. alır şiir miir yazar, tadını kaçırır. için sızlamaz o zaman, kuzu gerdanını kasapta her görüşünü müteakip yılmaz'a giriştikçe. benim sızlamıyor şahsen. neden sızlasın ki lan, sanki babamın oğlu teallam!

ya bunu buraya yazdık ama internete giriyor mudur adam lan?!
Read On

ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar!!!

9 kişi hayrettin

çaydaçıra, çiftetelli, harman dalı, zeybek, horon, kasap havası, kolbastı, misket, damat halayı... aklıma ilk gelenler bunlar.

LÜTFEN BUNLARA SEYİRCİ KALMAYALIM!!!

hepimiz katılalım bu oyunlara!! biz biliyoruz da mı oynuyoruz?! lütfen ama!!!!
Read On

evrensel dil dediğin

2 kişi hayrettin

messi'dir messi ağalar!!! yemişim müziği! şu andan itibaren, en az bir beş yıl daha, bu gezegendeki evrensel dil messi'dir. yazın bunu bir kenara. yok inanmıyorum diyorsanız, çıkın yurtdışına test edin arkadaş. denemesi bedava. uçuş milin varsa tabi ;) yoksa vericeksin parasını. eee noldu demin artistlik yapıyordun ya?! madem inanmıyorsun bana, git kendin gör arkadaş. gir ortama, muhabbet tıkandı mı, aklına film ismi, şarkıcı ismi gelmiyor mu artık, hoop hemen ortalık yere söyleyiver messi diye. bak gör nasıl heyecanla kıpraşıyor millet. herkes nasıl bir şeyler söylemek için sıraya giriyor. haaa yok benim işim olmaz futbolla, futbol kitlelerin afyonudur diyorsan, o zaman kastır dur, "hev yu evır biin" falan diye. ben sosyal sorumluluğumu yerine getirdim sonuçta içim rahat.

aynı bizim serdar özkan lan sdlkjfsdlkjflsdkjflsdkfjs.
Read On

rusya'da bazı şeyleri düşünmek için fırsatım oldu dostlarım

2 kişi hayrettin

hemen de inandınız mı lan?! çok safsınız yæææ. oğlum insanın rusya'da düşünsel bir aktivite gerçekleştirmesi mümkün olabilir mi lan?! bak şimdi böyle söyledim diye hemen nerelere çektiniz kim bilir lafımı, fesatlar sizi ;) düşünemedim; çünkü çok soğuk oğlum orası! beynim buz tuttu lan resmen! çocuklar göllerin üstünde maç yapıyordu oğlum. sevgililer falan nehirlerin üstünde elele yürüyordu!!! jesus walking on the water hesaaabı. neyse işte, bir hafta oldu döneli; döndüğümden beri cep telefonuyla beynime mikrodalga fırın etkisi yapıyorum da anca çözülür gibi oldu buzlar.

ruslar geleneklerine sahip çıkan bir millet. tıpkı japonlar gibi. bunu uçakta anladım. ne zaman ki uçağın tekerleri piste değdi, alkış kıyamet koptu uçağın içinde. oysa bizler bu geleneğimizi unuttuk malesef :( kimse alkışlamıyor inenleri artık. uçakta rusların bu temaşasına şahit olunca, ben de başladım deliler gibi alkışlamaya. ama yanımda yöremde, "lalelide sürekli duyulan alkışların sebebi bu işte, ruslar bir şeyi indirdikten sonra muhakkak alkışlarlar" şeklindeki, son derece ince ve hınzır esprimi yapacak kimse olmadığı için biraz buruktum.

pasaport kontrolünü geçtikten sonra, karşılayacağı kişinin isminin yazılı olduğu kartonu elinde tutmak yerine göğsüne yapıştıran kişi de elbette benim şoförüm olabilirdi. başka kim hayatında sürekli mallıklarla uğraşmak zorundadır ki şu dünyada zaten?! neyse, tokalaştık sevgili şoförümle ve bindik arabaya. yolda şoför rusça, ben ingilizce, nefis bir muhabbete daldık. ikimiz de birbirimizi anlamadan moron gibi ısrarla konuştuk bir süre. üstelik ben ingilizce de bilmiyorum lan! bunu fark ettiğimde bayağı vakit geçmişti. yani ingilizce bilmediğimi değil; ikimiz ortak bir lisanla konuşamadığımız halde, şoför kendi lisanıyla konuşurken, benim, sanki çok biliyormuşum gibi ısrarla ingilizce kastığımı anlamamdan bahsediyorum. işte onu anladığımda heralde bir kırkbeş dakika falan geçmişti. zaten hep böyle oluyor. bok var çünkü ingilizcede amına koyim! hep dil emperyalizmi işte bu! zaten bu gerzekliği fark ettikten sonra, son derece gönül rahatlığıyla küfürümü savurdum. bunu yaparken de sempatik sempatik gülümsedim ki şoför çakmasın. yolun geri kalanı birbirimize sırıtarak küfür etmemizle geçti. yani en azından ben ettim, şoförü bilmem.

şimdi tabi, rusya'ya gitmemle alakalı bazılarınızın aklına yine fesat düşünceler gelecektir. gelmesin. ben rusya'ya hem iş, hem de dilimi geliştirmek için gittim. dilimi derken, lisan manasında yani!! orda yanlış anlaşılma olmasın. "russian institute" isimli, son derece meşhur bir okula gittim orda. bu okul bizim anadolu üniversitesi gibi. isterseniz emulede falan dersleri var; indirip izleyebilirsiniz. sadece sınavlara girerek diplomanızı alırsınız. üstelik diplomada açıköğretim ibaresi yok!!! peki ben neden bu lisanı öğrenmek istiyorum diye sordunuz tabi siz haliyle. çünkü ben yazarları orjinal dilinden okumayı severim lanet olsun!!! misal ayşe kulin olsun, efendim bir mehmet coşkundeniz olsun, bu yazarları ben hep orjinal dilinden okudum! rusçamı geliştirince de karamazov kardeşler'i okuyacam :)

hemen rusya hakkında en çok sorulan soruya cevap vereyim. rusya'da da çirkin kadın var! evet, belki inanmıyorsunuz ama var lan! üstelik hepsi benim çalıştığım şirketin rusya ofisindeler :(( yani sanırım başka çirkin kadın yoktur rusya'da. ne kadar varsa toplaşmışlar bizim şirkete amına koyim :(( sürekli birader dedim lan düşün hallerini :(( zaten bu rus hanfendilerde bıyıkları tıraş etmek gibi bir huy yok. bir çoğunun altın sarısı bıyıkları gözünüzden kaçıyor haliyle ama bu böyle!!! ve çirkininde bıyık çok dikkat çekiyor. zaten bunu kendilerine de birçok platformda izah etmeye çalıştım. bakın dedim, sürekli bu türklerle evleniyorsunuz, biz esmer ve kıllı insanlarız, yarın öbür gün birçoğunuz evrileceksiniz, öyle pala bıyıklarla gezmeyin amına koyim! bu düzeni değiştirin dedim. ama anlamadılar :( dil bilmek mühim çünkü ve ben henüz başlangıç aşamasındayım :(

orada bazen fıkra gibi ortamlarda da bulundum. misal bir keresinde, böyle alkollü bir iş yemeği ortamında, bir alman, bir rus, bir de ben muhabbete daldık. çünkü ben votkayı çekince her lisanı konuşurum!! o gün de konuştum. dedim bunlara, elli yıl, hadi bilemedin yüzelli yıl sonra ne rus kalır ne alman!! hepiniz türk olacaksınız ulan! dedim. baktım anlamaz gibi baktılar, tercümanıma aynen çevir bu dediklerimi lan dedim. tercüman biraz tırsak bir tip olduğundan, ben işimi sağlama almak için bir de, "vi ar yor hazbınd lan!!!" dedim ve bu söylemimi de huni şekline getirdiğim sol elime sağ elimi şak diye kapak yaparak destekledim. korktu bunlar hemen :))) sonra şaka lan şaka, dost ve kardeş ülkeleriz biz, hiç sizi siker miyiz saçmalamayın dedim gönüllerini aldım. iki votkayı daha çakıp bunlarla halaya tutuştum. halaydan sonra hamit altıntop, fatih tekke falan gibi muhabbetler ettik. sonra ordaki rus garson hanıma, ülkemizdeki rus bağyanlara karşı takınılan yanlış tutumun bilincinde olduğumu, bence onların nataşa değil önce "insan" olduğunu (ellerimle tırnak işareti yapmayı ihmal etmedim insan derken), kaldığım otelin oraya çok yakın olduğunu... yani böyle dostluk mesajları falan verdim. çünkü, her vatandaşın, yurtdışına çıktığı vakit birer turizm elçisi olması gerektiğini bilirim ben!!! ona göre temsil ettim ülkemi!! ülkemizi!!! cennet vatanımızı!!!!

bu küçük gezi yazımı bitirirken sizlere birgün rusyaya yolunuz düşerse işinizi görsün diye biraz rusça öğreteyim. diyelim bir kız gördünüz ve onunla tanışmak, seviyeli sohbetler etmek istiyorsunuz. hemen şunu söyleyin:

"mojna seks? sıkolka?"

yani bu kısaca, bizim edebiyatımızın nadide eserinde dediği gibi, "güzelliğin on par' etmez, göynümdeki aşk olmasa" tarzında bir şey. yani tam öyle değil ama öyle de gibi bir yandan. ben aklıma geldikçe ara ara öğretirim size de lan, paylaşım kutsaldır neticede!!!!
Read On