türk soluna sesleniş!

breh breh başlığa bak, hey gidi lskdflksdfjls. insan hayatında bazı anlar vardır ki o anlara, biz bilim adamları "dönüm noktası" deriz. o andan sonra hayat asla eskisi gibi olmaz. yıllar evvel, televolelerin televole olduğu zamanlardan birinde, ben böyle yayılmışım televizyonun karşısında, acar muhabirlerimizden biri de avrupa'nın çeşitli yerlerindeki gurbetçi gençlerimizin burnuna mikrofunu, gözüne kamerayı sokup, türkiye hakkında sorular soruyor. gece kulübünün birinde, alabildiğine dekolte, dans etmekten bitap düşmüş, kanter içindeki bir kızcağızı yakaladı bu. kızımız tam gurbetçi prototipi. böyle üç gün fondötene yatırılmış , üstüne iki kat astar çekilip subazlı plastik boyayla renklendirilmiş bir yüz, saçlar civciv sarı, kaşlar zifir siyah, her tarafından altın takılar sarkmakta. işte bu hanımkızımıza muhabirimiz, "türkiye'nin başkentini biliyor musun?" diye sordu. zaten gece kulübündeki baslardan hanım kızımızın kulaklar pert, beyin de pelteye dönmüş, anlamakta zorluk çekiyor. iyice yaklaştırdı kulağını muhabirin ağzına, "ney?!!" dedi. muhabir soruyu tekrarladıktan sonra, "elbette biliyorum" dercesine başını aşağı yukarı sallayıp, mikrofunu yuttu :/ lsdfjsldkfjs yok lan yutmadı, ama bayağı yaklaştı yutmaya. ve benim kaykıldığım koltuktan zıplamama sebep olan cevabı yapıştırdı: "ADANA!!"

ya insan başkenti bilemeyebilir. ne bileyim, atatürk'ün ilk rakı içtiği tarihi, efendime söylim papatya ekmeğin fiyatını falan, birçok şeyi bilemeyebilir. bunlar mühim değil. ama o kızın şivesi!.. ses tonu!.. yıllar geçti ama hala kulaklarımda la :/ şöyle açıklamaya çalışayım: sesinizin en kalın halini, kelimeyi olabildiğince gırtlaktan söyleyerek kullanın. her heceye ölümüne vurgu yapın ama. hatta vurgu hafif kalır, çekin silahı, her heceyi vurun! 'da'yı vurduktan sonra üzerinde zıplayın bir de. zira en önemli hecemiz o bu kelimenin telafuzunda. off yazarak anlatmak çok zor bunu. birgün ben size uygulamalı gösteririm. o zaman bana hak verirsiniz eminim. şive komiği yapacam la yaşadınız lsdfjklsdkfjslf. yaa ben bu olaydan yıllar sonra içkili bir ortamdaydım, dalmış bulunup "ADANA" dedim. masadan biri "aman allahım sen!! sen, o gurbetçi kızı biliyorsun!!!" dedi. sarılıp ağladık :( o yüzden bana hatırlatın size bir kez "ADANA" diyeyim.

ben bu kızı izledikten sonra, anladım ki artık hayatım asla eskisi gibi olmayacak. ertesi sabah erkenden kalkıp taksime gittim. zira şengen konsolosluğunu bulmam gerekiyordu. vize onlardan alınıyormuş; öyle demişti bi abi. ben avrupanın neresine denk düştüğünü bilmediğim şengen ülkesinin konsolosluğunu istiklal'de ararken, arkamdan biri ense köküme bir tane patlattı ve o gür sesi duydum! o sesi ve o tarz el şakalarını nerde olsa tanırım: travis and tyler durden! "nabıyon lan kabaaa?!" dedi, el ense çekerken. durumu hızlıca izah ettim. "ee ne var bunda, türkiye'nin başkenti adana diyil mi olm zaten?" dedi, iflah olmaz(?) adanalı t&t. ben kendisine, "sürekli üçüncü sayfalara haber olmanın bir şehrin başkent olması için yeterli kriter olamayacağını, zaten başkent dediğinin, içinde barındırdığı palamento dolayısıyla genelde ilk sayfada haber olduğunu" tane tane açıklamaya çalışırken, o, koluma girmiş beni nevizade'ye doğru sürüklüyordu bile. ikinci birayı içerken, ben o gurbetçi kızı bulmaktan vazgeçmiş; dahası, başkentin adana, cumhuriyetimizin kurcusunun ise hacı ömer sabancı olduğuna ikna olmuştum...

***

geçtiğimiz pazar sabahı, ankara'dan gelen misafirlerimi, boğazda bir kahvaltı yaptırarak ezmek için almaya giderken, o günün de bir dönüm noktası olduğundan habersizdim elbette. ben, sadece şehirlerinde deniz olmayan o garibanlara boğazı izleterek üstünlük taslamak peşindeydim. fakat yolda, tam ortalarına düştüğüm bir konvoy her şeyi değiştirdi. zira onlarca arabanın üzerindeki bayraklar ve en önemlisi "mustafa sarıgül dişi" posterleri gözlerimi kör etti! her taraf beyaza bulandı! lanet olsun hiçbir şey düşünemez olmuştum. güneş mustafa sarıgül dişi, asfalt jöleli mustafa sarıgül saçı olmuştu adeta. çengelköy'de kahvaltımızı ederken, ankaralı misafirlerim denize sırtımı dönmemi, sürekli burada yaşamaktan kelli boğaza yüz vermeyişime yorsa da, gerçek bu değildi. suyun üzerinden yansıyan her bir hüzmenin, zihnimde mustafa sarıgül dişine dönüştüğünü bilemezlerdi ki!! nerden bilsinlerdi istanbul boğazının benim için o an devasa bir mustafa sargül gülümsemesi olduğunu?!! :((

ah ben ne bileydim?! vay ben nerden bileydim başıma geleceklerin bununla sınırlı olmadığını?! çekilecek çilem varmış a komşular :( akşamına, dedik gidelim iki türkü dinleyelim, hazır erkan oğur ile ismail demircioğlu bostancıda sahne alıyormuş, huşu içinde kendimizden geçelim... ama benim bahtım kara! ama benim alnımın yazısı yazı değil amına koyayım! gittik bostancıya. gittik gitmesine lakin, ne göreyim?! bu bir yardım gecesi değil miymiş? ben yüzyirmi yıl sonra yeniden sol bir ortama girdim o gün. üstüm başım sol jargon oldu la :/

söz konusu organizasyon küba'ya yardım organizasyonu imiş. kasırgadan zarar gören küba halkı için birleşmiş eller. birleşsin ziyanı yok. çorbada tuzumuz olduysa ne ala. lakin, neden bana o eziyeti yapıyorsun arkadaş sen?! ben zaten sabah beri, türk solu neden bir dizi beyaz dişin ışığına kapılmış, neden bir kutu jöle peşinden gidiyor onu çözememişim daha!! sen bana neden nefes almak için zaman tanımıyorsun?!!

etkinliğin sunucusu, her solcu rakı masasında en az bir adet bulunan tipte bir abi. sesi sigara ve alkolden çatal çatal olmuş (çatalhöyük), bıyıklar nikotin sarısı, kot pantola girmemekte direnen bir gömlek ve onun üzerine giyilmiş bir yelek! bu adamlardan, şayet denk geldiyseniz bilirsiniz, tüm solcu rakı masalarında olur. ikinci dubleden sonra şiir içinde bırakırlar masayı. bunların yüzünden salatadaki taptaze yeşillikler pörsür, soğanlar yıvışır. ağız tadıyla içirmezler insanı. işte böyle bir abi sunuyor organizasyonu. ve elbette, elinde tuttuğu mikrofonu yok sayarak, bağır çağır sunuyor. bu öyle fantastik bir gece ki, kutsal küba bayrağını daha yukarı taşımak için yeminler ediliyor çatalhöyük abi önderliğinde! lakin, bu yeminleri, türkçe bilmediği için anlamayan tek kişinin, salondaki tek kübalı olmasını kimse iplemiyor. hatta, o anda orada bulunan insanlar içinde o abi dışında küba'yı görmüş kimsenin olmaması da benden başka kimseyi ilgilendirmiyor. o abinin de gördüğüne emin değilim ama, büyükelçi olduğuna göre bir kez de olsa küba'da bulunmuştur diye tahmin ediyorum. çatalhöyük abi, emperyalizmin ve elbette amerika'nın anasına bacısına yeterince sövdüğümüze kanaat ettikten sonra, gecenin ilk sanatçısını davet ediyor sahneye: şevval sam! yaa siz bir saat boyunca şevval sam sevimliliklerine maruz kaldınız mı arkadaş, bana bi deyin hele?! eteğini iki yandan tutup, ilkokul müsameresindeymişçesine sağa sola yarım tur salınan bir şevval sam diyorum size!!! lütfen anlayın beni. lütfen anlayın isyanımı!!! yaa bana ibnelik yapmayın, isyan ediyorsam sebebi var lan!!!

sevgili türk solunun duayenleri! ben, yüzyirmi yıl sonra tekrar sol bir ortamda bulunmuş olan kaba şimşek, gördüm ki zerre ilerlememişsiniz yahu! yaa gıdım ilerlememişsiniz ama! gördüğüm tek değişim, samsun sigarasındaki ısrarınızdan vazgeçmiş olmanız. bu da bişey elbette. ama yetmez!!! şimdi bazı tespitlerimi madde madde paylaşacağım sizlerle! artık kendinize bu bilgiler ışığında bi çekidüzen verirsiniz heralde!!!

dost

sldfjksdlfkjs yaa abi bu ne yaa?! hayır bak, iyelik de kullanmıyorsunuz ki bi şeye benzesin. gerçi öyle bile fena ama "ahmet dost" ne yaa? keza bununla birlikte, bir de "arkadaş" var. onu da iyeliksiz kullanıyorsunuz. "fidel arkadaş" sldfkjlsdkfjs. yapmayın abi! iyelik kullansan o da ayrı dert. sanki koluna girip bi hava almaya çıkaracak, dışarıda da temiz bir dayak atacakmışsın gibi olur. "arkadaşım sen bi gelsene şöyle!" gibi. bence bu iki hitap şeklini ivedilikle (ivediliği de silin eliniz değmişken sldkjflsdkfjs) silin jargondan. hacı deyin, hafız deyin, aga deyin, yaa biLader bile olur. valla bak, hepsi olur yaa, ama dost ve arkadaş bitsin artık. söz konusu gecede, o kadar çok dost ve arkadaş dendi ki dört dişim çatladı sıkmaktan :(( mustafa sarıgül nasıl tahammül etmiş yıllarca anlamak güç. şimdiye onun hiç dişinin kalmaması gerekiyordu halbuse. ama günden güne artıyor adeta adamın dişleri :/

repertuar

bir çırpıda ilk aklıma gelenleri sayayım: dostum (hala mı yaa lskdfjsldkjflksdf), arkadaş (ulan bu hitap stillerinin sebebi bu şarkılar mı yoksa lsdkjflsdkfjs), karlı kayın ormanı, leylim ley, çökertme, ey özgürlük, bekle bizi istanbul, çav bella ('çal' diyo lan yarınız lsdkfjdlskfjs), potpori, oyun havalarısdlkjfsdlkfjlsdfs... ilk aklıma gelenler bunlar. elbette çoğaltılabilir. her bir araya gelişinizde şunları söylemeyin artık. zaten hepi topu yedi nota var, milyonlarca şarkı yapıldı siz uyurken :/

mesela, o arkadaş şarkısını, onaltı yaşında bebelerin bir terennüm edişi var, sanırsın yirmi arkadaşını devrim mücadelesinde şehit vermiş. gözler dalıyor, sigara körükleniyor teheeey. yapmayın!

zülfü livaneli'nin sesi devrimi engelledi abi benden söylemesi. enerjiniz çekildi haberiniz yok. nasıl tahammül ettiniz o sese yıllarca?! sırf bu yüzden çıkarın repertuardan onun şarkılarını bence.

diğerleri neyse de, çökertme'yi repertuardan çıkarmanız şart! büyük bir çoğunluk bu türkünün, istanbul'dan bodrum istikametine gitmekte olan "halil arkadaş" idaresindeki 34 ttv999 plakalı otomobilin, mıcır yolda, sürücünün bir anlık dalgınlığı sonucu kontrolden çıkarak, karşı şeritten gelmekte olan "ibram çavuş" idaresindeki 48 zzz 777 plakalı kamyona çarpması sonucu meydana gelen kazada ölen "halil arkadaş" (41) için yakılmış bir ağıt olduğunu sanıyor bence. yoksa neden "burası da 'asfalt' değil halilim" desinler ki? :/

tek sorun bu da değil çökertme hususunda. bunu söylediğiniz an otomatikman birileri çıkıp oynuyor! ona oynamak denirse tabi sldkfjlsdkfs. genelde bu cevval arkadaşlar ağır alkol etkisi altında oluyorlar. e zeybek dediğin şey de biraz denge istiyor malum. zira tek ayak havada duruyorsun saniyelerce. ama bu amcalar alkollü! onu da geç, yıllarca solcu rakı sofralarında çatalhöyük abi gibilerden şiir dinleye dinleye orta kulağı da ellerine almış oluyorlar. yani denge problemleri default zaten bu amcaların. o zaman da zeybek oynamıyorlar da sanki tarihteki tüm zeybeklerin kemiklerini sızlatıyorlar el birliğiyle. bu da çökertmeyi çıkarmanız için önemli bir sebep sanıyorum. lan hiçbirine aklınız yatmadıysa o amcalara acıyın amına koyim! hiç mi insafınız yok yahu?! düşüp kıracaklar götü başı!!! çökertme konusunda sorun çıkarmayın lütfen!!

che tişörtü

genç solcular için diyorum. yeter la! bolivyalısı, kübalısı bu kadar benimsemedi adamı. lan fidel sizin kadar sevmedi adamcağızı yeminle! ev tişörtü yapın artık onları rica ederim.

halay-ı mukaddes

lsdkfjsldkfjlsf tabi ki yok lan öyle bişey! olmasın yani. ama siz öyleymiş gibi davranıyorsunuz; canım sıkılıyor. abi halay o! eğlence yani. nasıl anlamlar yüklediniz üç ileri, iki geri bir aktiviteye ya. o nasıl ciddi ifadelerdir öyle sdlkfdslkfjs. bari çeşitlendirin. hep aynı olmasın. gerçi onu bile beceremiyorsunuz; ben de kimden çeşit bekliyorsam?! o katıldığım gecede, sekiz kişi halay çekti, sekizi de ayrı emprovize takıldı sldkfjsdklfjs. istatistik bilimine göre bir yerde bazı hareketlerin en azından iki kişide senkronize olması gerekiyordu ama herifler bilimi de dize getirdi la sdkfjlskdfjs. çalan müzik ne olursa olsun, ritm ne olursa olsun, elleri belinde hep aynı şekilde seken yeşilli ablayı saymıyorum bile. onu bilim incelemeli! en azından ortopedistler incelesin. zira sanırım kendisinde kalça çıkığı vardı; kalça sürekli sağa çekiyodu :/

sakal bıyık

erkeklere karışmam bu konuda. adam sakallarının arasında bir şey besliyor belki, belki bir habitat olmuş orada (suavi) o sebepten karışmam. ama kadınlar... abla allah aşkına tıraş olun yaa :(( solcu bıyığı kavramı erkekler için var, siz hepten karıştırdınız her şeyi birbirine! yandı devreler resmen! iple de alabilirsiniz. ilk aşamada kalın ip alın ama :/

saç

kadını erkeği fark etmiyor bu konuda. niye besleme model geziyorsunuz arkadaş?! gidin benim berbere, selamımı söyleyin, düzgün bir model yapsın. içim parçalanıyor sizleri öyle gördükçe yaa :( hayır! mustafa sarıgül'ü örnek almıyorsunuz o konuda?! ülkemizin jöle rezervleri bu yükü kaldıramaz!!

bülent ecevit

biliyorum, emperyalist dünyanın söylediği her şeye şüpheyle yaklaşıyorsunuz. inanasınız gelmiyor. ama benim adli tıpta tanışlarım var, vallahi ölmüş rahmetli. yaa sizin yüzünüzden "ölmüş rahmetli" gibi saçma sapan bir kalıp kullandım, delirttiniz beni. öldü adam! bana inanmıyorsanız rahşan ecevit'e sorun. o yaşıyo hala :\ yaa abi saçmalama ne elvis'i ne diyon bi git şurdan yaa! alın lan şunu başımdan!!! adam için helva kavurun, lokma dökün bir şey yapmak istiyorsanız. oy vermeyin lan ölü adama; günah! sarıgül'e de vermeyin ama :( ohooo siz harbi hiç beni dinlemiyorsunuz. kızıyorum ama!

can baba

hepiniz mi rahmetliyle rakı kadehi tokuşturdunuz anlamıyorum ki ben lsdjkfsldkfjlsdkfj. onbeş yaşında adamların bir can baba deyişi var, sanki şiirlerini ilk onlara okutmuş "yaa şöyle bişi yazdım nası olmuş?" diyerek. nabıyonuz abicim? can yücel deyince değeri mi azalıyor? yoksa can baba deyince siz mi kıymetli oluyorsunuz? nazım hikmet'e bir müddet daha nazım deyin ama bu can baba muhabbetine son verin! "nazım" şeklinde hitabı da bu ekstra duruma alışana kadar izin veriyorum ha ona göre!! sonra o da bitecek.

deniz baykal

yuh artık bunu da benim söylememe gerek yok heralde sldkjfsldkfjlsdkfjs. bak hemen mustafa sarıgül diyo yaa! la olm nalakası var?! ikisini de silin aklınızdan. sarıgül kabineyi saba tümer'iyle, izzet yıldızhan'ıyla doldurursa napacan?! avrupa birliği gözümüzü alıyorsunuz deyip hepten sırtını dönmez mi bize?! pancurları kapamaz mı dangalak?!!! yaa bu sarıgül'e günde iki paket sigara mı içirsek? yanında da bol şekerli kahve? bence güzel fikir. düşünün bunu.

***

neyse ki şevval sam'dan sonra erkan oğur ve ismail hakkı demircioğlu çıktı da sahneye, normale döndüm. bu normale dönmüş halim. dönmesem, üç cilt yazardım heralde lsdkjflsdkfjs.

14 kişi hayrettin:

  • ahauhauhauhauhauhauhauauh

  • Ben bu yazının her bölümüne ayrı yorum yaparım da daha sigaramı içmedim. Önce sigaramı içeyim dur. Dur işte lan patlama!!!

  • Ya yorum yapayım diye açtım da sigarayı içince bir rahatlama geldi böyle, kim uğraşacak dedim. Zaten uğraşacak birini bulsam yaşam haklarımın tümünü kafadan devredicem de işte...

    Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim, o kızceğizin ses tonuyla dalga geçmen çok yanlış. Hadi şive tamam, onunla dalga geçilir, çalışıp düzeltebilirdi. Ama ses tonu öyle mi!!!! Sorarım sana öyle mi!!! Sesi kalınsa ne yapsın kızceğiz!! Bir Fatma yerine bir Rıza Abi'ye yakışır sesi olması onun kabahati mi!!! Ayıbettin Kaba yoldaş. Seni kınıyorum.

  • sldfjksldkjflsdfj bizler için bi kez adana der misiniz entel arkadaş? lsdkfjlsdkfjlsdkjfsl

  • Adana ile herhangi bir bağlantım olmadığı için söylememin lüzumu olduğunu sanmıyorum. Ama eben diyebilirim. Hatta onu enteresan fiillerle tamlayabilirim. Küçük ünlü uyumu olunca çok sıkıntı olmuyor yani.

    Ulan yetmezmiş gibi bir de grip oldum lan. Bildiğin borusan anasını satiyim.

  • aman hoca kurtar bizi fiillerden lsdkfjlsdkjflsdkjfls

  • ben istiklalde gaste satan solcuları görünce çok üzülüyorum la.. bi de bağrıyolar böle.. tam iş bilmezlik.. sen içindeki haberi millete anlatırsan kim gelir alır ki o gasteyi.. zaten gaste işi boş iş.. ben olsam bi midye tezgahı açarım oraya.. şindi para midyede bilader.. gastenin kar marjı ne olcak.. akşama kadar satsan karnını doyuramazsın..

  • CAHİL!! ne demek gaste gereksiz?!! sizin yüzünüzden bu ülke avrupa birliYine giremiyo işte!! diyelim akşam evde miden kazındı ve dolap tamtakır! sadece yumurta var. kırdın üç yumurtayı bi tavaya, yanına da yarım somun ekmek aldın geldin salona, bi yandan var mısın yok musun izleyip karnını doyurcan... şimdi sorarım sana ey cahil adam, o tavayı sePPaya koymadan önce altına ne SERCEN?!!! ben vereyim cevabı: GASTE!! şimdi söyle bakalım gaste gerekli mi gereksiz mi? var mısın yok musun? yer misin yemez misin? hodri meydan!!!

    midye işinde de MAFYA var. öyle her elini kolunu sallayana sattırmazlar midyeyi efendi!!!

  • la git.. bana gasteyi savunma.. en başında karnın acıktığında yumurta kırmak yerine midye alsan gasteye falan gerek kalmazdı.. yanisi midye gasteyi her türlü siker..

    bi de SEPPA deyil SEFPAĞ.. taam mı..

  • yaa bi kere midye AJ KARNA yenmez!! karabiber kavurur insanın miĞdesini!!! miĞden delinir de haberin olmaz. hüfff neden hep caYil insanlar takip ediyosa benim biloĞumu :/

    ZİGON!!

  • Adsız dedi ki...

    Ahuhahauha Ben size çok gülüyorum gibi şey (bilmiyorum ney) bir yorum yazdıktan sonra, hayatta da Postacı olarak göndermem onu.
    Bence o da gülüyordur.

  • fatura mı getirdin? :/

  • muusin dedi ki...

    çok kabasınız!

  • kabıma sığmam!